Sevgili Cem, Çok mutsuzum. Ama bir yandan da mutlu aslında. Çılgınlar gibi hayalini kuracağım bir şey buldum sonunda. Ve bir şeyi gerçekten istemek hissi müthişmiş. Bazen yemeğimi yemeyip, odama kapanma isteği bile uyandırıyor bu bende. Ama eşşek kadar olduk be oğlum, nazımız hiç çekilmiyor. O değil de, onu gördüğüm zamanki mutluluk ünlemlerim baya iticiymiş diyorlar. Zira "whooa", "ouchh", "oh yeah" gibi ingiliz aksanlı sevimsiz sesler çıkarıyormuşum. Gerçi ouchh alakasız oldu ama bir bakıma da canım yanıyor hani ona ulaşamamak falan. Neyse bizimkiler hoşgörüyorlar ziyadesiyle. E ona olan aşkımdan dolayı da favori mekanım otoparklar oldu tabi. Bir de bizim fakültenin önünde görüyorum hep. Acaba kimin lan? Amaan boşver, nasıl olsa bir gün benim olacaksın Mini Cooper. Hem de kırmızı. Sevgiler, Emel. | Sevgili Emel, Hava çok sıcak. Şimdi baktım ki burası yanıyor. 26.5 derece. O yüzden hep buzlu su içiyorum. Suyu bitince de katır katır buzları yiyorum. Babam gelip "buz mu mini cooper mı" dese mini cooper derdim. O derece. Şimdi kankanım biliyorum, bu ne biçim cümle diye içinden geçirip, üzerinde durmıcaksın ama üstü kapalı mini cooper'a sevgimi belirttim aslında. Onu geç de hayatımı Last Action Hero'daki Jack Slater gibi geçirmek istediğimin farkına vardım. Üstü açık arabası var, ağzından puroyu düşürmüyor, rock n roll'dan taviz vermiyor, kıl müdürünü her gün göt ediyor falan. Bütün bunlar bi yana adı Jack ya. Ben hayatımda ismi Jack olup karizma olmayan adam görmedim. -Emel ablanıza merhaba deyin çocuklar. -Meraaağba Emel Abla. Buzumuz bitti. Cem. |